Resident Evil 3
Kimler oynamalı
- Çizgisel aksiyon oyunlarını sevenler
- Güzel yüz animasyonlarını taktir edenler
- Jill fanları
Kimler uzak durmalı
- Oyundan tek beklentisi daha fazla Resident Evil 2 olanlar
- Sakin sakin bulmaca çözmek isteyenler
- Gerilimli bulmaca çözmek isteyenler
- Metodik bir şekilde oyun dünyasını keşfetmek isteyenler
Peşin peşin söylüyorum: bu oyunun hakkı yenmiş! İnsanlar 3’ü daha fazla Resident Evil 2 beklentisi ile oynadıkları için hayal kırıklığına uğramış olmalı. Bu duruma başka bir açıklama getiremiyorum. Zira kendi başına ele alındığı zaman Resident Evil 3 oldukça başarılı bir gerilim aksiyon oyunu.
Sanırım insanların en büyük problemi gerilimin arka planda kalmış olması. Polis merkezinin o ağır atmosferi Resident Evil 3’te yok. Metodik bir şekilde çevreyi keşfetmekten de söz edemiyoruz. İkisinin yerini durmak bilmeyen aksiyon almış.
Yanlış beklentiler
Gerçi hakkını yemeyeyim, teknik olarak anahtar bulup beş dakika önce önünden geçtiğimiz kapılara döndüğümüz oluyor. Ama bir önceki oyun ile kıyaslanacak seviyede değil bu. Hatırlarsanız Resident Evil 2‘de bazı ara bölümler vardı. Polis merkezindeki heyekelin altından girip kanalizasyona kadarki kısım gibi. İşte Resident Evil 3’ün bütün bölümleri bunları andırıyor. Canavarlardan kaçarak hızlı bir şekilde A noktasından B noktasına gidiyoruz, arada anahtar veya şifre bulup arkadaki kapıları açıyoruz, Nemesis ile kapışıp sıradaki bölüme geçiyoruz.
Bu yüzden oyuna daha fazla Resident Evil 2 beklentisi ile başlarsanız hayal kırıklığına uğramanız kaçınılmaz olacaktır. Oyun hakkında sağdan soldan duyduklarımdan olsa gerek benim hiçbir zaman böyle bir beklentim olmadı açıkçası. Hatta hatırlarsanız orijinal Resident Evil 3 de benzer bir yoldan ilerlemişti. Abisine göre daha aksiyonlu ve daha hızlı bir oyundu. Ve hatta benzer sebeplerden ötürü eleştirilmişti.
Elimizdeki yeniden yapımı kendisinden önce gelen oyun ile karşılaştırmayı bırakıp kendi başına ineleyecek olursak karşımıza bambaşka bir tablo çıkacaktır. Genel olarak aksiyon dozu yüksek ama oyuncuyu dinlendirmeyi ihmal etmeyen, gerilimli çatışmaları bol bir oyun var elimizde.
Yüz animasyonları sanatı
Oyuna başladığınızda özellike yüz animasyonlarına hayran kalmanız olası. Açıkçası beni en çok heyecanlandıran kısım buydu. Genelde ara sahneleri hikayeyi ilerlettikleri için severim. Ama burada Jill’ın ve saz arkadaşların yüz ifadelerini görmek için sabırsızlanıyordum. Yüz animasyonları konusunda Capcom’u ne kadar övsem azdır! Keşke bu bilgilerini ve teknolojilerini animasyon departmanları ile paylaşsa da animasyonlarında kütük gibi karakterler görmesek.
Burada biraz alakasız bir Tomb Raider parantezi açmak istiyorum. Yeni üçlemesi için “Lara’nın dayak yediğini görüyoruz, resmen fetiş gibi!” eleştirisi çok yapıldı. Ama nedense hiç kimse Jill’ın çektiklerinden bahsetmiyor! Jill acılarını içinde tutuyor, şikayet etmiyor diye mi laf etmiyorsunuz? İlla her darbe aldığında ciyak ciyak bağırması mı lazım? Evet Jill’ın bir taraflarına bir şeyler batmıyor belki ama o da Nemesis’in elinde voleybol topu gibi oyuncak olmuş durumda. Duvardan duvara çarpılıyor, birkaç kat yüksekten düşüyor! Bu çifte standartlar nereden geliyor? #JillsLifeMatters! Ahem… Neyse, konumuza dönelim.
Oyuna başladığınızda dikkatinizi çekecek ikinci önemli mesele Nemesis. Capcom hiç çekinmemiş, başlar başlamaz kafamıza Nemesis’i atmış. Hızlı bir kaçış sahnesinden sonra kendimizi kaosa yenik düşmüş bir Raccoon City’nin içinde buluyoruz. Yarım saat içinde Carlos ile tanışıyoruz ve tempo biraz düşüyor. Oyun soluklanıp görece sakin bir şekilde Raccon sokaklarını keşfetmemize fırsat veriyor. Bu şekilde sürekli yükselip düşen tempo oyunun sonuna kadar devam ediyor. Oynarken ne çok yoruldum ne de canım sıkıldı. Tempo değişimi tam ayarında olmuş.
Ne sırıtıyon? Çoh mu komik?
Nemesis demişken bu ikonik abiye de değinelim tabii. Doğrusu kapakta gördüğüm yeni suratını hiç beğenmemiştim. Ama oyun içinde tipini yakından görmüyoruz ve kıyafetlerinden hareketlerine kadar her şeyi olmuş diyebilirim. Hatta son fazı haricinde parlayan kırmızı zayıf noktaların olmamasını da ayrıca taktir ettim.
Orijinal oyunu oynayanlardansanız “Yarım saat içinde Carlos ile tanışıyoruz” dediğimde şaşırmışsınızdır. Zira eskiden kendisi ile bir iki saat daha geç tanışıyorduk. Evet, tahmin edebileceğiniz üzere oyunun hikayesi epey bir değişimiş. Olayların sırası farklı olduğu gibi bazı bölümler komple kesilip atılmış. Nemesis ile karşılaştığımızda önümüze çıkan seçimler de olduğu gibi kaldırılmış.
Ancak bu değişikliklerin hiçbirisi beni rahatsız etmedi. Aksine hikayeyi toparladığı ve net bir şekilde belirlediği için hoşuma gitti. Özellikle Resident Evil 2‘de şikayetçi olduğum en büyük problem iki karakterin hikayelerinin çelişmesiydi. Evet, bu durum yeniden oynanabilirliği etkiledi. Üstüne görece kısa oyun süresi eklenince gelen en büyük eleştirilerden birisi oldu. Şahsen oyunları tekrar tekrar oynamak gibi bir derdim olmadığı için seçimlerin olmaması beni bir gram rahatsız etmedi. Hatta sünmeden, şişirilmeden bittiği için Resident Evil 3’e ayrıca teşekkürlerimi iletiyorum!
Teknik aksaklıklar
Yukarıda animasyonları falan övdüm hep. Genel olarak grafiklerin kalitesi de tartışılamaz gibime geliyor. Karakterler, çevre tasarımları, ışıklandırma… Her şey şahane görünüyor. Haklı olarak “Bize bunun gelişi ne kadar? Benim ekran kartım kaldırır mı?” sorusunu soracaksınızdır. Gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki korkacak hiçbir şeyiniz yok! Yüz animasyonlarının yanı sıra optimizasyon konuda da harikalar yaratmış Capcom. Steam Deck’imde varsayılan ayarlarda 60 FPS’in altına düşmedi oyun. Belki küçük ekran etkisi olabilir ama her şey şahane görünüyor.
En başta RTX’ten ve neredeyse ful ayarlardan vazgeçmek istemediğim için Steam Deck’te oynayasım yoktu. Windows’ta oyun rastgele zamanlarda çöktüğü ve trenlerde çok fazla vakit geçirdiğim için denemeye karar verdim ve hiç pişman olmadım. Mercek altında incelemesem de 4060’lı laptop ile Steam Deck arasında görsel olarak bir fark göremedim.
Evet, Windows’ta oynayacaksanız rastgele çökmelere maruz kalabilirsiniz. Grafik ayarlarını düşürme gibi çözümler bulsam da imdadıma Steam Deck yetiştiği için hiçbirisini denemedim. Yine de siz bu durumu göz önünde bulundurun.
Oynarkenki hislerimden aldığı eleştirilere kadar Resident Evil 3: Nemesis’in ruhunu yaşatmayı başaran bu oyunu oynayın! Resident Evil serisini sevmiyor ama çizgisel aksiyon oyunları ile aranız iyiyse kaçırmayın mesela. Zaten hikaye olarak havada kalan ya da bilmeniz gereken bir şey de yok ortada. Kendi içinde var olan, kendi ayakları üzerinde durabilen bir oyun. Eleştirilere kulak asmayın, oynayın, oynatın!
Filed under: Oyuncunun Notları - @ August 26, 2023 5:46 pm
Tags: İnceleme, Resident Evil, Hayatta Kalma, Aksiyon