Grand Theft Auto 4
Kimler oynamalı
- GTA serisini sevenler
- GTA serisini sevmeyenler
- Oyunlarında gerçekçi hikaye ve karakterler arayanlar
Kimler uzak durmalı
- Oyun oynamayanlar
- Güzel oyunları sevmeyenler
Zannedersem GTA serisinde bugüne kadar denemediğim iki oyun vardı: Advance ve 4. İkisinden de ne beklemem gerektiğini bildiğimi sanıyordum. Bu anlamda Advance çok şaşırtmadı. Ama GTA4 aklımı aldı desem abartmış olmam herhalde. Özetle geta dört çohii, gidin oynayın. Yazının özeti bu kadar. Hakkında başka bir şey söylememe gerek yok bence. Ancak yine de daha ayrıntılı bir analiz istiyorsanız okumaya devam edin.
Her şeyden önce oyun yeni bir motor ile geliştirildi. Advance harici PS2 dönemi GTA’ların hepsi RenderWare isimli bir motor kullanıyordu. RenderWare ilk olarak Criterion tarafından Burnout için yapılmış olsa da, Rockstar dahil birçok stüdyo bu nimetten faydalandı. 2004 yılında EA Games Criterion’u satın aldı ve lisans satışlarını durdurdu. Zaten söylentilere göre bu motorun yeni nesil konsollarda performansı biraz zayıf kalıyordu. Böylece Rockstar kendi motorunu geliştirme kararı aldı ve ortaya RAGE (Rockstar Advanced Game Engine) çıktı.
İyi ki de böyle oldu çünkü RAGE sayesinde GTA4’ü açtığınız an o nesil farkını hissediyorsunuz. PS3/X360 dönemi bir kenara, bugün bile grafikleri çok sırıtmıyor. Üşenmez üzerine görselleri iyileştiren birkaç mod yüklerseniz modern oyun diye satabilirsiniz, o derece.
Görsellerden sonra fark edeceğiniz ikinci büyük değişiklik oyunun fizikleri olacaktır. Artık her şeyin bir ağırlığı var ve bunu çok net hissedebiliyoruz. Arabalar yavaş hızlanıyor, daha zor dönüyor, çarpışma anındaki hızına göre hasar alıyor vesaire. Duvara yeterince hızlı çarparsanız ön camdan fıkrlayabiliyorsunuz hatta. Karakterlerin hareketlerinde bile bir momentum var. Oyunun bu gerçekçi hali epey hoşuma gitti açıkçası.
Serinin en çok eleştiri alan kısmı, çatışma mekanikleri de elden geçmiş. Gears of War sayesinde popüler olan siper alma sistemi burada bolca kullanılmış. Ama Gears of War’dan farklı olarak herhangi bir şeyin arkasına geçip siper alabiliyoruz. Önceden tanımlanmış siperlere mahküm değiliz. Bu sayede bölüm tasarımları çok daha doğal olmuş.
Karakterler vurulduklarında da çok daha gerçekçi tepkiler veriyor artık. Bacaklarından vurduğunuzda sendeliyorlar, kolundan vurduğunuzda silahı düşürüyorlar falan. Bütün bunlar bir araya gelince San Andreas’ın aksine oldukça eğlenceli çatışmalara girebiliyoruz.
Hatta GTA4 için San Andreas’ın anti tezi desem çok fazla abartmış olmam herhalde. Alakasız elli bin tane mini oyun ve yan görev yerine dünyasına ve hikayesine güzelce yedirilmiş birkaç çeşit görev var mesela. Artık itfaye aracını çalıp rastgele yangınları söndürmüyor, canımız sıkıldıkca ambulans şöförlüğü yapmıyoruz. Onun yerine organik bir şekilde tanıştığımız karakterleri arayıp görevleri onlardan alıyoruz.
Bir tek polis görevleri duruyor ama onlar da biraz güncellenmiş. Artık her polis arabasında bilgisayar var. Bu bilgisayarları kullanarak suçluları bulabiliyor ve avlayabiliyoruz. Ama sonucunda sadece bir başarım açılıyor, oyun içi ekstra bir şey kazanmıyoruz.
Polislerden kaçma mekanikleri de güncellenmiş. Artık polisin bizi en son gördüğü noktadan uzaklaşmanız ve görünmemeniz gerekiyor. Yıldız sayısı arttıkça uzaklaşmanız gereken mesafesi de artıyor.
Yine San Andreas’ın kocaman ve bomboş haritasının aksine dopdolu bir Liberty City var. Zamanında Oyungezer’deki GTA4 PC incelemesinde şehrin ne kadar canlı olduğundan bahsedilmişti. Doğrusu oyunu oynayana kadar ne demek istediğini çok anlamamışım. Yoğun trafik, rastgele kazalar, insanların davranışları, binaların ayrıntıları derken resmen New York’ta hissettim kendimi. Hani Watchdogs 1 ve 2 falan da oynadım, modern açık dünya oyunlarının neler yapabildiğini gördüm. Ama hiçbirisi GTA4’ü aşabilmiş değil.
Gelelim oyunun benim için en önemli kısmına: karakterlerine ve hikayesine. Serinin en iyi hikayesi ve en iyi yazılmış karakterler bu oyundadır. Nokta. Üstelik bir tek benim subjektif iddiam da değil bu. Fanların hemfikir olduğu nadir konulardan birisidir. Ciddi tonu ve daha gerçekçi bir yapısı yüzüden oyunu sevmeyen çok var, ama hiçkimse hikayesine veya karakterlerine kolay kolay laf etmez.
Mesela oyunun bir noktasında iki yan karakterden birisini öldürmem gerekti. Karar vermem çok uzun sürdü ama bir noktada oyun görevi daha fazla ertelememe izin vermedi. Sonunda seçimimi yaptım ama daha ödrürürken pişman oldum ve ciddi ciddi kendimi çok kötü hissettim. Ama her şey için çok geçti, oyun artık kaydını almıştı…
Henüz oynamamış olanların tadını kaçırmamak adına oyunun kalanı ve özellikle sonu hakkında detay vermyeceğim, ancak tipik bir GTA gibi bitmediğini belirteyim.
Öve öve bitiremediğim bu oyunda hiç mi eksik yok peki? Biraz var tabii. Her şeyden önce dalga konusu olan arkadaşlık meselesi var. Olduk olmadık anlarda arkadaşları Nico’yu arayıp eğlenmeye çağırabiliyor. Muhtemelen kuzen Roman’ın bowling sevdasından haberdarsınızdır, internette bol miktarda geyiği dönüyor. Reddederseniz arkadaşınız ile aranız bozulabiliyor ve trip atıyorlar. Yeterince buluşursanız telefon ile bazı hizmetlerinden faydalanabiliyorsunuz. Mesela Roman bedava taksi gönderebiliyor, Little Jacob ise silah satıyor.
İnsanların sinir olmalarını anlasam da beni çok rahatsız eden bir sistem olmadı bu. Çünkü eğlenmeye giderken dertleşmelerini dinlemek hoşuma gitti. Özellikle hızlı seyehat için taksileri kullanmaya başlayınca işim daha kolaylaştı.
Biraz daha objektif bir eleştiri olarak görev esnasında kayıt noktalarının olmamasından bahsedebilirim. Ölünce telefonunuza gelen mesaj ile son göreve hemen dönebiliyorsunuz ama ortasından devam edemiyorsunuz. Oyun tasarımı açısından implementasyonun zor olduğunun farkındayım tabii, ama yine de aynı yolları tekrar tekrar gitmek ve aynı çatışmalara girmek bir yerden sonra sıkıyor.
Ancak modern bir oyuncu için en büyük problem bilgisayar versiyonunun teknik sıkıntıları. Oyun bazen açılmayabiliyor, açılınca da performans yerlerde sürünüyor. RTX 2060 ekran kartı ve i5 bir işlemci 14 yıl önce çıkmış bir oyunu sorunsuz oynatmalı. Ancak saniyede 20 kare bile görmek mümkün olmuyor.
Neyse ki sevilen bir oyun olduğu için bol bol modu ve çözümü var. DirectX’i Vulkan’a çeviren dxvk.dll‘ını GTA4 klasörüne kopyaladıktan sonra 40-60 kare almaya başladım. Üstüne bir de fusionFix denilen bir modu kurunca aktı oyun.
Görünen o ki Rockstar da bu GTA4’ü unutmamış. Sık sık güncellemeler geliyor. Fakat bunlar Rockstar Launcher ile ilgili güncellemeler. Üstelik kurduğunuz modları da bozabiliyor. O yüzden oyunu bir kere çalıştırdıktan sonra güncellemeleri kapatmanızı tavsiye ederim.
Teknik aksaklıklar gözünüzü korkutmasın sakın, çözümleri çok zor olmadığı gibi neticede uğraştığınıza değecektir. Daha radyolarına, oyun içi internetine, televizyonuna ve Ricky Gervais’in gösterisine değinmedim üstelik. Övsem daha çok överim ben bu oyunu. Kısaca GTA serini sevmiyorsanız bile 4’e bir şans vermenizi şiddetle tavsiye ederim.
Filed under: Oyuncunun Notları - @ January 28, 2023 1:00 pm
Tags: İnceleme, GTA, Aksiyon, Açık Dünya