Grand Theft Auto: San Andreas
Kimler oynamalı
- En çok satan konsolun en çok satan oyununu merak edenler
- Açık dünyada dolanıp çeşitli etkinliklere katılmak isteyenler
Kimler uzak durmalı
- Uzun araba yolculuklarını çekemeyenler
- On dakikalık görevlerde ara kayıt noktaları isteyenler
- GTA oyunlarını sevmeyenler
San Andreas birçok oyuncunun en sevdiği, gençliğinde en çok vakit harcadığı GTA oyunu olabilir. Yani yaşı 25’in üstünde olan ve 8 yıl önce çıkan (?!) GTA5’e denk gelmemiş oyunculardan bahsediyorum. Boru değil, bugüne kadar en çok satmış konsolun en çok satan oyunundan bahsediyoruz burada. Vice City gibi, yeri yerinden oynatmış bir oyunu alıp her anlamda ölçeği üç katına çıkarırsanız olacağı bu tabii.
Peki sadece ölçeği büyütmek oyuna çok bir şey kattı mı? Gerçekten bu inanılmaz satış rakamlarını haklı çıkaracak bir değişiklik var mı oyunda? Bu sorunun cevabı basit bir evet veya hayır değil. Sebeplerini tek tek ele alalım.
Subjektif olarak konuşmak gerekirse San Andreas Vice City’den daha kötü bir oyun. Oyun alanının büyümesinin hikayeye bir katkısı yok. Sadece A noktasından B noktasına giderkenki yolculuk süresini arttırıyor. Yollarda harcayacağınız vakit artıyor sadece. Hele ki alacağınız görev başka bir şehirdeyse en az beş dakikanızı gözden çıkarabilirsiniz. Hatta sırf bu alanı kullanabilmek adına hikayeyi gereksiz bir şekilde uzatmışlar gibi hissettim. San Andreas’ın dışında geçen görevlerin %90’ı olmazsa da olurmuş açıkçası.
San Andreas’ta geçen kısımları da biraz sığ buldum. Bir GTA oyununda hikayeye çok fazla takılmam normalde ancak San Andreas sırtını gerçek olaylara dayıyor. Zencilerin arasındaki mahalle çatışmaları, yaşadıkları zorluklar, oyunun sonunda gördüğümüz isyan falan zamanında olmuş olan gerçek olaylar.
Diğer oyunlara konu olan mafyalar ve uyuşturucu kaçakçıları hayatlarında yaptıkları seçimler yüzünden o noktaya geldiler. Burada gördüğümüz insanların ise herhangi bir söz hakkı yoktu. Sadece kötü bir mahallede doğdukları için bu çatışmaların içine sürüklendiler. Bu yüzden çatışırken veya baskınlara giderken biraz kötü hissettim kendimi.
Belki de Colors, Boyz ‘n the Hood, Manace to Society gibi filmleri izlediğim için biraz fazla etkilendim olaydan. Ama Rockstar ırkçılığa daha fazla dikkat çekebilirdi gibime geliyor.
Neyse, hikaye kısmını ve subjektif yorumlarımı bir kenara bırakalım ve oyunda başka neler var ona bakalım. Derdiniz hikaye değilse size çok güzel haberlerim var: oyundaki yan görev ve etkinlik sayısı gerçekten çok fazla. Gizli eşya toplama, yarışlar ve araçlara özel görevler oldukları gibi duruyor. Onların yanına bir de araba zıplatma yarışmaları, dans, iş yeri soygunları, kumar oyunaları, basketbol, bilardo gibi yeni bir sürü mini oyun eklendi.
Yukarıda da bahsettiğim gibi keşfedebileceğiniz alan epey genişledi. GTA3 ve Vice City’nin toplam alanı 10km^2 civarındayken San Andreas’ın yüz ölçümü 31.55km^2. Üstüne bir de artık yüzebildğimizi hesaba katarsak işin içine 6.7km^2’lik su alanı da giriyor. Bu koca haritayı daha rahat keşfedebilmeniz için helikopterlerin, savaş jetlerinin ve jetpack’in yanı sıra birçok yeni araç türü ve modeli de eklendi. Tabii yukarıdaki şikayetlerimden de fark edebileceğiniz gibi bu dev alanın tamamı çok verimli bir şekilde kullanılmamış. Ama haritayı keşfetmek, polislerden kaçmak ve farklı farklı aktiviteler yapmak isterseniz San Andreas sizi hayal kırıklığına uğratmayacaktır. Zaten arabaların yol tutuşları ve hasar modelleri de epey bir gelişmiş.
Ne yazık ki aynı şeyi uçan araçlar için söylemek mümkün değil. Kontrolcü işi bir nebze kolaylaştırsa da özellikle uçak kullanmak tam bir işkence. Oynarken o görevleri ve araçları kalite kontrolden geçirenlerin kulağını az çınlatmadım.
Bir başka iyileştirme de silahlara ve çatışma mekaniklerine gelmiş. Artık çömelip siper alabiliyoruz ve hedef almak biraz daha kolay. Bir Gears of War beklemeyin tabii, ama bu da hiç yoktan iyidir. Ancak ne yazık ki bu gelişmeler uzun ve çizgisel çatışma bölümlerini kurtarmaya yetmemiş. Bir yerden sonra ayrıntılardan yoksun koridorlarda beyin ölümü gerçekleşmiş düşmanların kafalarına sıkmak sıkıcı bir hale geliyor.
Görevlere biraz değişiklik getirmek adına bir gizlilik mekaniği de eklenmiş ama zorlama bir iki bölüm haricinde kullanmamız için hiçbir sebep yok. Zaten gölge diye bir şey olmadığı için düşmanların dibinde çömelip oturmak komik görünüyor.
Peki bu oyunu nereden edinebiliriz ve nasıl oynayabiliriz? Bu yazıyı yazdığım sıralarda The Definitive Edition’ı satabilmek adına Rockstar orijinal oyunları piyasadan tamamen çekmişti. Gelen tepkiler üzerine kendi mağazalarına geri ekleme sözü vermiş olsalar da henüz oyunlar ortalıkta yok. Sadece The Trilogy isimli, daha önceden PS3 ve Xbox 360 için piyasaya çıkan remastered versiyonuları var. Ki onlardan uzak durmakta fayda var. Zira pek sevilmeyen The Definitive Edition’ın temeli o oyunlar.
Eğer bu oyunlar orijinal halleri ile piyasaya dönerlerse, ya da daha önceden satın almış ve hesabınızda bir yerlerde duruyorsa modlayarak oynamanızı tavsiye ederim. Özellikle San Andreas’ın PC portu pek iç açıcı değildi. Ama neyse ki modların halledemeyeceği bir problem yok. Benim tavsiyem PS2 renk paletini ekleyen ve düzgün bir geniş ekran desteği getiren modları kurmanız.
Gelelim sonuca. Eğer benim gibi seriyi hikayesi ve eğlenceli toplum eleştirileri için oynuyorsanız San Andreas sizi büyük ölçüde hayal kırıklığına uğratacaktır. En azından GTA3 ve Vice City kadar tatmin etmeyecektir. Yok ben iki araba çalayım, sıka sıka gideyim derseniz onlarca saat eğlence sizi bekliyor.
Filed under: Oyuncunun Notları - @ December 31, 2022 1:00 pm
Tags: İnceleme, GTA, Aksiyon, Açık Dünya