Grand Theft Auto Vice City
Kimler oynamalı
- Açık dünya oyunlarını sevenler
- 80’lerde yaşamak isteyenler
- GTA3’ü bitirmiş ve daha fazlasını isteyenler
Kimler uzak durmalı
- GTA’ları sevmeyenler
- 80’leri çekemeyenler
Vice City hakkında söylenecek çok fazla bir söz yok. Oyun dünyasında devrim yaratmış GTA3’ün bazı eksik kalmış kısımlarını geliştirmiş, birkaç tane de ekleme yapmış, şahane bir oyun kendisi. Vice City hayatına bir genişletme paketi olarak başlasa da GTA3’ün beklenmedik başarısı üzerine bağımsız bir oyuna terfi etmiş. Bu esnada da Take Two DMA Design’ın satın alımını tamamlamış ve ismini Rockstar North olarak değiştirmiştir.
İncelemenin kendisine geçmeden Vice City’nin benim için özel bir önemi olduğunu belirteyim. Akranlarımın büyük bir kısmı gibi ben de kendisi ile internet kafede tanışmış ve bol bol vakit geçirmiştim. Ancak daha da önemlisi ilk bilgisayarımı aldıktan sonra satın aldığım iki oyundan birisi bu oldu. İkincisi de Legacy of Kain: Defiance idi. Bir gün inceleme sırası o seriye de gelecek!
GTA3 günümüzde dahi oldukça iyi bir oyun sayılabilir. Ama dediğim gibi bazı eksiklikleri vardı. Araba sürüş fizikleri çok iyi değildi, hikaye fena olmasa da oyuncuyu içine çekmiyordu. Çok sevdiğim radyolar bir süre sonra tekrara bağlıyordu falan.
Vice City bu problemlerin birçoğuna el atmış ve ekstradan birkaç güzel özellik eklemişti. Açıkçası üçüncü oyundaki araba sürüş fizikleri Vice City’yi oynayana kadar bana batmadı hiç. Öyle atla deve bir fark da yok zaten. Sadece arabalar yolu daha iyi tutuyor ve çok daha az savruluyor gibime geldi. Ne yazık ki hasar alıp patlama konusunda bir değişiklik yok, arabalar çok hızlı bozulup patlıyor.
Üçüncü oyundaki radyolar geri dönmüş. Ama artık daha fazla kanal ve çok daha fazla kayıt var. Aynı konuşmaları tekrar tekrar dinlemiyoruz. Üstelik üçüncü oyundan tanıdığımız bazı karakterler geri dönmüş. Bu sayede gençken ne yaptıklarını öğrenebiliyoruz.
Gençken dedim çünkü Vice City GTA3’ten 15 yıl önce, 1986’da geçiyor. Ve yine üçüncü oyunda olduğu gibi geliştiriciler dönemin medyasının ABD’yi gösterme şekli ile dalga geçmişler. Tabii bu defa Scarface, Miami Vice gibi yapımlardan esinlenmişler.
Geştiriciler üçüncü oyunda kontrol ettiğimiz karakteri seslendirmek istemişler ancak yeterince kaynakları olmadığı için o fikirden vazgeçmek durumunda kalmışlar. GTA3’ün başarısının ardından öyle bir dertleri kalmadı tabii ki. İyi ki de kalmadı çünkü seslendirmeler sayesinde artık karakterimiz ile daha iyi bağ kurabiliyoruz. Derdini daha iyi anlıyoruz.
Vice City ile seriye gelen bir başka yenilik iş yeri satın alma özelliği. Artık bazı iş yerlerini satın alıp düzenli aralıklarla gelen paraları toplayabiliyoruz. Ekstra olarak satın aldığımız iş yerlerin bazı yan görevleri oluyor ve paraları toplamaya başlamadan önce onları bitirmemiz gerekiyor.
Sanırım oyunun en büyük eleştirisi de bu iş yerleri ile ilgili. Son görevin açılması için bazı iş yerlerini satın alıp görevlerini yapmış olmanız gerekiyor. Eger satın almaları son ana bırakırsanız da bu durum canınızı sıkabilir. Şahsen bir yeri alabildiğim anda alıp görevlerini yaparak ilerledim ve bu durum canımı sıkmadı.
Canımı sıkmayan ve gurur duyduğum bir başka şey de helikopter görevi. Yok arkadaş, söylendiği kadar zor veya sinir bozucu bir görev değil bu! Zamanında bu görevi birkaç denemede bitirmiştim. Ancak üstünden 17 yıl geçti. İstisnasız herkes o görevin ne kadar zor olduğundan bahsettiği için de kendimden şüphe etmeye başlamıştım. Acaba ben mi yanlış hatırlıyorum diye düşünüyordum kendi kendime. Ama yok, bu defa da iki üç denemede rahatlıkla geçtim. Geçemiyorsanız o sizin beceriksiliğiniz artık 😀 Ve evet, aynı şey uçak görevi için de geçerli!
Helikopter uçak falan demişken bu araçlar seriye ilk defa Vice City ile birlikte dahil edildi. Yani teknik olarak GTA3’te ufak bir uçak vardı. Ancak oyun 9 Eylül saldırılarından biraz sonra çıktığı için o uçağın kanatları kırpılmıştı ve uçamıyordu. Helikopterlerin ve uçakların yanı sıra sonunda motorlar da geri geldi. İlk oyundan beridir yoklardı ve bunu Vice City’yi oynadıktan sonra ne kadar büyük bir kayıp olduğunu çok net görebiliyoruz.
Peki bu oyunu nasıl oynarız? Modern sistemde çalışır mı? Kısaca evet, çok güzel çalışır. Ama ufak birkaç ayar yapıp bir dll dosyasını indirmeniz lazım bunun için. Çözemediğim sadece iki sıkıntı ile karşılaştım: menüden 30 FPS sınırını kaldırınca bazı arabalar geri geri gitmemeye, tekneler yavaş ilerlemeye ve su uçağı havalanamamaya başlıyor. Bunlara ihtiyacım olduğu zaman menüyü açıp FPS’i 30’a kilitlemek kolayıma geldiği için daha düzgün bir çözüm bulmak için uğraşmadım. Belki de kolay bir çözümü vardır. İkincisi de bazı silahlar hedef imlecinin üstüne ateş ediyordu. Birinci şahıs kamerası ile hedef alırken bu sorun ortadan kalktığı için bununla da uğraşmadım. Kim bilir belki de Rockstar bizi şaşırtıp modern sistemler için bir yama yayınlar bir gün (umur fakirin ekmeği…).
Kısaca açık dünya oyunlarını seviyorsanız Vice City’yi oynamanızı tavsiye ederim. Hem hikayesinin hem de oynanışının günümüz oyunlarından aşağı kalır pek yanı yok. Tabii eger GTA3’ü veya GTA serisini sevmiyorsanız Vice City fikrinizi değiştirmeyecektir.
Filed under: Oyuncunun Notları - @ November 21, 2021 9:34 pm
Tags: İnceleme, GTA, Aksiyon, Açık Dünya