Republique VR
Kimler oynamalı
- Gizlilik oyunlarını sevenler
- 1984 tarzı distopyalara bayılanlar
- Jennifer Hale ve David Hater fanları
Kimler uzak durmalı
- Düşmanların keyfini bekleyemem, sıka sıka giderim diyenler
- Uzun diyaloglardan hoşlanmayanlar
Republique yıllardır merak edip bir türlü oynayamadığım, sonradan da oynayıp yarım bıraktığım bir oyundu. Oynayamamış temel sebebi bir VR oyunu olması ve benim bir VR cihazımın olmamasıydı. Sonunda oyunu bitirebildim ve iki konuda da haksız olduğumu fark ettim. Bir kere böyle bir oyunu en heyecanlı yerinde bırakmak çok saçma bir hareketmiş. İkincisi de Republique özünde bir VR oyunu değil, bir mobil oyunuymuş. Ayrıca PC ve PC VR versiyonları varmış hem de bedavalarmış!
Oyunu denemek için daha fazla bahaneye ihtiyacınız varsa geliştiricisi Camouflaj’ın son oyunu bu ay çıkacak olan Batman: Arkham Shadow olduğunu belirteyim. Bu arkadaşlar nereden çıkmış, ilk oyunları neymiş diye merak ediyorsanız hemen şu an gidip indirebilirsiniz kendisini.
Yazının kalanına geçmeden önce şunu bir netleştireyim: Republique bir şaheser falan değil. Klasik diyebileceğim bir oyun bile değil. Ama hikayesi ile bana hitap eden, oldukça başarılı bir gizlilik oyunu. Herkese göre olmadığını peşin peşin kabul ediyorum yani.
Oyunda totaliter Republique rejminin ellerinden kurtulmaya çalışan, 390-H isimli ama kendisine Hope diyen bir hanım kızımıza yardım ediyoruz. Yardım ediyoruz derken mecazi bir anlamda söylemiyorum bunu. Hope’un yarı tutsak bir şekilde tutulduğu ve beyninin yıkandığı tesise sızmış bir hackerız. Hope’u güvenlik kameralarından görüyor ve oyun boyunca yönlendirmeye çalışıyoruz.
Aslında uzaktan bakınca Republique kamera açıları dolayısıyla eski Resident Evil oyunlarını anımsatabilir. Ama aralarında önemli bir fark var: oyunu durdurabilir ve yakın çevredeki kameralar arasında gezinip çevreyi araştırabilirsiniz. Öyle görmediğimiz köşeden aniden fırlayan düşmanlar yok yani burada.
Yeteneklerimiz kameralar arası geçiş yapmaktan ibaret değil tabii. Kapıları açıp kilitleyebiliyor, düşmanların dikkatlerini dağıtabiliyor ve bilgi edinmek amacı ile çevredeki eşyaları tarayabiliyoruz. Buna rağmen oyunda çok derin ya da kompleks bir mekanik yok. Düşmanların arkalarını dönmelerini bekleyip ilerliyorsunuz. Bu noktada en büyük düşmanınız sabrınız oluyor tabii.
Neyse ki oyun hatalarınızı affetmeye hazır. Hope yakalandığı zaman en yakınındaki hücreye götürülüyor, biz de tek bir tık ile kapısını açıyoruz ve yolumuza devam ediyoruz.
Gizlilik oyunlarını seviyorsanız bekleme ve sabırları zorlama durumu sizi çok şaşrıtmayacaktır muhtemelen. Ama sabrınızı zorlayabilecek başka bir konu var: ses kayıtları ve monologlar. Bulduğunuz hemen hemen her eşya ile beraber bir anı ya da bir ses kaydı geliyor. Dinlemek için oyunu durdurmanız gerekiyor. Bir yandan ilerleyeyim, bir yandan da ses kayıtlarını dinleyeyim diyemiyorsunuz yani. Bir MGS olmasa da çoğu uzun kayıtlar üstelik.
Canımı yer yer sıkan başka bir olay ise Batman Arkham oyunlarından Detektif Modu diye tabir ettiğimiz ikincil görsel mod oldu. Kameralar arsında geçerken veya bir şeyleri hacklerden bu moda giriyoruz. Zaman duruyor ve bütün dünya X-Ray mavisi renklere dönüyor. Bunun iki problemi var. Birincisi çevre tasarımlarının tadını çıkaramıyorsunuz. Ki Quest’teki düşük doku ve ışık kalitesine rağmen görsel tarzını çok beğendim. Hele bir de PC VR versiyonunu oynarsanız görseller tadınan yenmiyor. Bu yüden oyunun %70’ini X-Ray mavisi ile görmek üzüyor.
İkinci problem ise kameralar arası geçiş yapmak için bu modu açmak zorunda olmamız. Düşmanların spesifik bir yere gelmesini beklerken kameralar arasında gezinip ortalığı keşfedemiyoruz yani. İlla bir kamerada sabit kalıp beklememiz gerekiyor. Ortalığa tıklayıp beklemekten başka bir şey yapmadığımız bir oyunda bekleme sürecinin mümkün olduğu kadar eğlenceli olması gerekiyor bana sorarsanız.
Az önce görsel tarzını övdüm ama siz öyle yüksek poligon sayıları, Red Dead Redemption 2 ayarında animasyonlar beklemeyin tabii. Neticede özünde bir mobil oyunundan bahsediyoruz burada. PC ya da PC VR versiyonlarından birisini oynarsanız daha gelişmiş görsellerle karşılacaksınız tabii ki.
Peki ya VR bunun neresinde? VR olması oyuna bir şey katıyor mu? Açıkçası oyun dünyasına kaptırmayı kolaylaştırması dışında bir olayı yok. Ama sabit kameralar arası geçiş yaparak oynadığımız için midesi hassas olanlar dahi gönül rahatlığı ile oynayabilir. Sadece nadiren de olsa bazı açıları görebilmek için boyun yogası yapmanız gerekebiliyor. Bir de uzakta kalan kameralara geçiş yapmak için kontrolcü ile hedef almak zor olabiliyor. Yer yer perpektif açısı can sıkabiliyor yani.
Şahsen merak uyandırıcı hikayesi ve rahat oynanışı bu ufak problemleri görmezden gelmem için fazlası ile yetti. En başta da söylediğim gibi yıllar önce oyunu nasıl en heyecanlı yerinde bırakabildim aklım almıyor.
Ve yine en başta söylediğim gibi bu oyun herkese göre değil. İlk bölümü 2013’te mobil cihazlar için çıkmış bir oyunun yaratabileceği beklentilerin çok üstünde olsa da gizlilik konusunda devrim yapmıyor. Özellikle günümüz standartlarını göz önüne aldığımızda yer yer arkaik kaldığını söyleyebilirim. Ama 1984 ayarındaki distopyaları seviyorsanız Republique’e muhakkak bir şans verin. Zaten Steam’de PC ve PC VR versiyonları bedava, denememek için bir bahaneniz yok yani!
Filed under: Oyuncunun Notları - @ December 9, 2024 7:33 pm