MediEvil 2
Kimler oynamalı
- İlk MediEvil oynunu sevenler ve doyamayanlar
- İlk oyun güzel ama biraz daha fazla bulmaca olsaymış iyi olurmuş diyenler
- İlk oyuna göre briaz daha karışık bölüm tasarımları isteyenler
Kimler uzak durmalı
- İlk oyunu oynamamış olanlar
- Kötü kamera açılarını çekemeyenler
Başarılı bir oyunun devamını yapmak çok kolay olmasa gerek. Temelde hiçbir şeyi değiştirmezsen millet aynısını yapmışsın der. Bir sürü şeyi değiştirirsen de bu defa orijinali ile alakası yok diye taşlarlar. Bana sorarsanız tercihim ilk seçenekten yana olur. Neticede oyunu beğenmişim, oynamaya doyamamışım ki devamını bekliyorum. İlk oyunun hatalarını düzeltip ufak tefek bir iki yenilik gelse tadından yenmez.
İşte MediEvil 2 tam olarak böyle bir devam oyunu. MediEvil’ı olduğu gibi almışlar, daha fazla ara sahne, bir iki yeni mekanik ekleyip görsellerini geliştirmişler. Daha ne isteyeyim? Cevap veriyorum: düzgün bir kamera. Ama oraya biraz sonra değineceğim.
MediEvil 2 oynanış olarak abisinden çok farklı değil. Ortalıkta koşturup zombileri ve envai çeşit dirilmiş şeyi dövüp arada bulmaca çözüyoruz. Yeni birkaç silah haricinde dövüş konusunda değişen bir şey yok.
İlk bakışta bölüm tasarımları ilk oyuna çok benzese de biraz daha kompleks hale gelmişler. Artık bir bölümde çözmeniz gereken bir iki bulmaca ve bulmanız gereken birkaç anahtar oluyor. Üstelik Dan artık merdiven tırmanabildiği için ortalığı keşfetmek daha keyifli bir hale gelmiş.
Silah açma sistemi yine aynı. Her bölümde bulup düşmanların ruhları ile doldurmanız gereken bir kadeh var. Ancak bu defa Kahramanlar Holü’ne gitmiyoruz. Onun yerine her bölüm arasında yeni tanıştığımız Profesör Hamilton Kift’in laboratuvarına gidiyoruz. Burada kadeh karşılığı yeni silah almanın yanı sıra profesör ile sohbet edip hikayeyi ilerletiyoruz ve sıradaki bölümü seçiyoruz.
Oyunun hikayesi ilkinden beş yüz yıl sonra, 1886 Londra’sında başlıyor. Oyunun kötüsü Lord Palethorn Zarok’un kitabını bulup Londra’nın kontrolünü ele geçirmeye çalışırken ölüleri, ve bu esnada müzede yatan Dan’i diriltir. Bize de bu arkadaşı durdurmak düşer.
Açıkçası karakter ve hikaye anlatımı konusunda yapılan bazı değişiklikler çok hoşuma gitmedi. İlk oyundaki Kahramanlar Holü hem temaya daha uygundu hem de oradan silah almamız daha mantıklıydı. Çünkü ruh toplayıp ölmüş kahramanlara sunmanın bir anlamı vardı. Ama şimdi bu profesör neden kadeh topluyor? Yeni silahlar yapmak ile kadehlerin arasında nasıl bir bağlantı var? Hatta bu kadehleri topluyor mu? Oyun içinde eğitim bölümünden bundan bahsedilmiyor çünkü. Eğitimi de profesörün hayalet bir arkadaşı veriyor.
İlk oyundaki gargoyle’ların (bunun Türkçesi yokmuş, çok ayıp! Gargol falan diye yerelleştirebiliriz bence) yerini alan bu Casper çakması, alakasız yerde fırlayıp “oyununu kaydedem mi abey?” diye soruyor ve oyunun akışını bozuyor. Modeli bile farklı bir oyuna aitmiş gibi görünüyor. Nereden geldi, neden bize yardım etmeye çalışıyor falan o da belli değil. Neresinden tutsan elinde kalıyor kısaca.
Tutunca elde kalan bir başka şey de Dan’in kafası. Öyle mecaz anlamda da değil üstelik. Dan kafasını çıkarıp ilk oyundan da hatırlayabileceğiniz, ortalıkta gezen ellere takabiliyor! Bu sayede giremediğimi küçük deliklerden geçebilir hale geliyoruz. Oynanışa hoş bir değişiklik kattığı için oldukça sevdiğim bir mekanik oldu.
Ne yazık ki bazı düşmanlar da kafamıza kafayı takmış durumdalar. Bazı bölümlerdeki kuşlar kafamızı çalıp yumurta muamelesi yapabiliyor. Böyle durumlarda kuşu dövüp kafamızı yuvasından almamız gerekiyor.
Bu durumdan faydalanan çok daha sinir bozucu yeni bir düşman tipi var oyunda: ahtopot. Sinir bozuculukta platform bölümleri ile kapışır bunlar. Ortalıkta buldukları canlıya yapışıp kontrolü ele alıyorlar. Bu canlılara kafasız Dan de dahil. Başınıza böyle bir şey gelirse (oturursa?) tuşlara tekme tokat girişip bir an önce ahtapotun sıkılması için dua etmekten başka çareniz yok.
Ve evet, başta da bahsettiğim gibi kemera ve platformlar konusunda pek bir gelişme yok. Kamerayı sağ analog çubuk ile kontrol edebiliyoruz. Fakat bir sebepten ötürü ilk oyun ile kıyaslayınca aynı derecede problemliymiş gibi hissettim.
Platformlar ve zıplamalı bölümler ise çok daha kötü bir hale gelmiş. Daha doğrusu kötü bir hale gelmemiş, aynı kötülüğü koruyor. Ama özellikle sonlara doğru sayıları çok artmış. Üstelik artık düşünce hasar da alıyoruz! Neyse ki günümüzde emulatör diye bir şey var da hemen son kayıt noktasına dönebiliyorum.
Sanki yazı boyunca hep şikayet ettim ama aslında ilk oyundan daha güzel olmuş bu. Anlatıdaki tutarsızlıkları saymazsak hemen hemen her şey iyileştirilmiş. En kötü ihtimalle değişmemiş. Özellikle son sinematiği göz önünde bulundurunca devamının gelmemiş olması beni üzdü.
Eğer ilk oyunu oynayıp sevdiyseniz, Dan’in maceralarına doyamadıysanız MediEvil 2 sizi mutlu edecektir. Tabii hızlı kayıt alabilmek adında bir emulatör ile oynamanızı tavsiye ederim. Yok eğer ilk oyunu bir sebepten ötürü beğenmediyseniz MediEvil 2 fikrinizi çok fazla değiştirmeyecektir.
Filed under: Oyuncunun Notları - @ March 11, 2023 1:00 pm