Grand Theft Auto V
Kimler oynamalı
- Açık dünya ve aksiyon oyunlarını sevenler
- Soygun filmlerine ilgi duyanlar
- Ortalıkta boş boş gezinip saçma sapan etkinliklere katılmayı ve keşfetmeyi sevenler
Kimler uzak durmalı
- Oyunları veya eğlenmeyi sevmeyenler?
Eveet, geldik serinin son oyununa. Açıkçası bugüne kadar söylenmemiş ya da bilmediğiniz ne söyleyebilirim bilmiyorum. Minecraft’tan sonra dünyanın en çok satan ikinci oyunu ve gelmiş geçmiş en karlı eğlence ürününden bahsediyoruz neticede.
GTA 5’i eski oyunlardan ayıran en önemli özellik artık bir değil, tam tamına üç karakteri yönetebiliyor olmamız. Neredeyse istediğimiz her an aralarında geçiş yapabiliyoruz. Bu fikir Dan Houser’ın aklına GTA 4’ün DLC’lerinden sonra gelmiş. Aynı hikayeyi farklı karakterlerin gözünden görmek çok hoşuna gitmiş ve sıradaki oyununda buna yoğunlaşmak istemiş. İlk prototiplerinde sadece görevler esnasında karakterler arası geçiş yapılabiliyormuş ancak zamanla bunu görevlerin dışına da taşımaya karar vermişler.
Oyunun ikinci önemli özelliği ise olayların yer aldığı şehir. Bu noktada San Andreas’tan bildiğimiz Los Angeles çakması San Andreas geri dönüyor. Ama neyse ki bu defa bomboş üç şehir yapmak yerine bir adet büyük bir San Andreas ve yakın çevresini yapmayı seçmişler. Geliştirme sürecine Rockstar isimli bütün stüdyoların dahil olmasına karşın üç şehri yeterince detaylı yapamayacaklarını fark etmişler çünkü. Çok da iyi yapmışlar çünkü GTA:SA’ın aksine bu defa karşımızda oldukça dolu bir harita var. Her köşesi etkinliklerle, yarışlarla ve karşılaşabileceğimiz ilginç insanlarla dolu.
Objektif olarak baktığımızda GTA5 her anlamda abisine göre daha iyi. Görselleri daha canlı, teknik olarak daha iyi çalışıyor ve daha sorunsuz, kontroller daha basit ve çok daha fazla yapılacak şey var. Ancak kişisel favori GTA’m hala 4. Ve bunun en önemli sebebi karakterler ve hikaye anlatımı.
Yukarıda da belirttiğim gibi oyunda üç karakteri kontrol ediyoruz. Anlaştığı bir FIB ajanı sayesinde kendisini emekli etmiş eski banka soyguncusu Michael, para kazanmaya ve hayatta kalmaya çalışan Franklin ve Michael’ın kandırdığı eski psikopat arkadaşı Trevor. Ancak hiçbirisi ile bir bağ kuramadım ve kaderleri çok da umurumda olmadı. Özellikle Trevor’un hiç sevilesi bir yanı yok. Sonlara doğru olaylar biraz heyecanlı bir hal alsa da bu üç arkadaşın hikayesini topladığımızda bir Nico Bellic etmiyorlar ne yazık ki. Eğer biraz dikkatli olursanız dördüncü oyundaki birçok karakterin neler yaptığını da öğrenebileceğinizi not düşeyim buraya.
Karakter ve anlatı konusunda GTAV’in çok ciddi bir eksiği daha var: Radyo kanalları. Ben mi iyisine denk gelmedim bilmiyorum, ama bu defa radyolar pek eğlendirmedi. Yine Lazlow falan var. Hatta bu defa bir iki görevin konusu bile oluyor. Fakat bu bile kurtarmadı. Sayıca oldukça radyo kanalı olmasına rağmen sanki programlar çok hızlı tekrar etmeye başlıyormuş gibi hissettim.
Öte yandan hikayeyi bir kenara bırakırsak görevlerin yapıları çok eğlenceli olmuş. Artık sadece A noktasından B noktasına gidip X kişisini öldürmüyoruz. Banka soyuyoruz, birilerini kaçırıyoruz, gizli hükümet labaratuvarlarından bir şeyler çalıyoruz derken sıkılmaya fırsatımız olmuyor pek.
Üç ana karakteri birbirlerinden ayırmak için her birisine özel güçler de eklenmiş. Micheal zamanı yavaşlatıyor, Trevor cinnet geçirip bir süreliğine çatışmalarda hasar almıyor, Franklin ise araç kullanırken zamanı yavaşlatıp aracın kontrol kabiliyetlerini arttırıyor. Şahsen Franklin’in gücünü neredeyse hiç kullanmadım. Trevor’unkisi düşmanların dalga daga üzerimize geldiği Rampage görevlerde işe yaradı. Micheal’ınkisi çatışmalarda işe yarasa da dramatik bir değişikliğe sebep olmadığından çok fazla kullanmadım. Yani böyle bir şey eklediler diye üzülmedim ama olmasaydı da aramazdım doğrusu.
GTA 5’te araçların fizikleri de elden geçmiş. Bu hali ile eski oyunlara biraz daha fazla yaklaşmışlar, 4. oyundaki gibi ağırlıkları yok. Objektif bir düşünce olsa da açıkçası ben 4. oyundaki fizikleri tercih ediyorum.
Polislerden kaçma mekanikleri yine değişmiş. Artık kısa bir süre boyunca kimseye görünmezseniz polisler aktif olarak kovalamayı bırakıp arama moduna giriyor. Radarınızda görüş alanlarını görüp saklanmaya çalışıyorsunuz. Bir iki dakika boyunca saklanmayı başarırsanız peşinizi bırakıyorlar. Çok uzaklaşmadan bir ara sokağa girip saklanabildiğimiz için bu sistemi eskisine göre daha çok beğendim.
Dördüncü oyunda çok eleştirilen ve hatta dalga konusu olan sosyalleşme sistemi bir yere gitmemiş olsa da (sanırım yani) oyuncunun gözüne sokulmuyor. Rastgele karakterler arayıp sizi bowling oynamaya zorlamıyor. Onun yerine nadiren “Takılsak fena olmaz” tadında mesajlar atıyorlar. Ama bu o kadar nadir oluyor ki oyunu bitirmeme rağmen bu sistemin varlığından emin değilim çünkü kimseyi arama ihtiyacı hissetmedim. Benzer şekilde varlığından neredeyse emin olduğum ama denemediğim dükkan soyma, borsa, ufo parçaları arama, avcılık gibi olaylar var. Haberimin olmadığı başka farklı mekanikler ve etkinlikler varsa da şaşırmam açıkçası. Kısaca San Andreas’ı keşfedip vakit öldürmek isterseniz oyunda yüzlerce saat geçirmeniz çok kolay.
Bütün bunların yanı sıra gençlerin asıl ilgilendiği online modu var. Fakat ben genç olmadığım için benim umurumda değil. Bir kere bile açıp bakmadım ve bundan sonra da açmayı planlamıyorum.
Kısaca özetleyecek olursak objektif bir bakış açısı ile 6 çıkana kadar serinin en iyi oyunu GTA 5 diyebilirim. Hele ki hikayeden çok oynanışa ve çeşitliliğe önem veriyorsanız GTA 5 açık ara önde. Üstelik modern sistemlerde sorunsuz çalışan tek GTA oyunu bu (Definitive Trilogy için sorunsuz diyemem çünkü). Eğer hikaye ve karakterler sizin için daha önemliyse ve biraz uğraşmayı göze alıyorsanız 4’ü tercih edebilirsiniz tabii. Ama yine de açık dünya aksiyon oyunlarına çok az ilginiz varsa bile dünyanın en çok satan oyunlarından birisini kaçırmayın!
Filed under: Oyuncunun Notları - @ February 25, 2023 1:00 pm
Tags: GTA, Aksiyon, Açık Dünya